MÜSİAD VİZYONER’21 ile Geleceği Bugünden Fark Ettik

MÜSİAD VİZYONER’21 ile Geleceği Bugünden Fark Ettik

MÜSİAD KadınNisan 7, 2022

MÜSİAD Vizyoner; MÜSİAD’ın nişane projelerinden biri olan, her iki senede bir gerçekleştirilen, tüm katılımcı ve ziyaretçilerinin eliyle ekonomiye ve Türkiye’ye önemli ölçüde katma değer sağlayan ve geleceğe ışık tutan bir etkinliktir. İlki “Gelecekle İş Yapmak”, ikincisi “Dönüşen Dünyada Yeni Türkiye”, üçüncüsü “Dijital Gelecek” ve dördüncüsü “Dijitali, İklimi, Girişimi, Dönüşümü ve Değerleri Fark Et!” temasıyla gerçekleştirilen MÜSİAD Vizyoner, ele aldığı konularıyla öngörülerinin ne kadar kuvvetli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. MÜSİAD Vizyoner’in geçtiğimiz dönemlerdeki temalarına baktığımızda aslında bugünü konuştuğumuzu; yani MÜSİAD Vizyoner’in asıl amacının bugünle birlikte geleceğe de yön vermek olduğunu görmekteyiz. Covid-19 pandemisi ile son iki sene tüm dünyanın ayakta kalma becerilerinin sınandığı ve bekasını sağlayabilme kabiliyetlerinin fark edildiği yıllar oldu.

Esra KAFTANCIOĞLU
MÜSİAD Kadın Başkan Vekili

MÜSİAD Vizyoner; MÜSİAD’ın nişane projelerinden biri olan, her iki senede bir gerçekleştirilen, tüm katılımcı ve ziyaretçilerinin eliyle ekonomiye ve Türkiye’ye önemli ölçüde katma değer sağlayan ve geleceğe ışık tutan bir etkinliktir. İlki “Gelecekle İş Yapmak”, ikincisi “Dönüşen Dünyada Yeni Türkiye”, üçüncüsü “Dijital Gelecek” ve dördüncüsü “Dijitali, İklimi, Girişimi, Dönüşümü ve Değerleri Fark Et!” temasıyla gerçekleştirilen MÜSİAD Vizyoner, ele aldığı konularıyla öngörülerinin ne kadar kuvvetli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. MÜSİAD Vizyoner’in geçtiğimiz dönemlerdeki temalarına baktığımızda aslında bugünü konuştuğumuzu; yani MÜSİAD Vizyoner’in asıl amacının bugünle birlikte geleceğe de yön vermek olduğunu görmekteyiz. Covid-19 pandemisi ile son iki sene tüm dünyanın ayakta kalma becerilerinin sınandığı ve bekasını sağlayabilme kabiliyetlerinin fark edildiği yıllar oldu. Bu süreçte geçmişte ele alınan ve çoğu kez vurgulanan dijitalleşme, artık hayati değer taşıyan bir unsur hâline geldi. Dijitalleşme ile ilgili farkındalık ve buna bağlı olarak alınan tüm aksiyonlar zamanında alınmamış olsaydı kurumlar, kamu kurumları, şirketler dijitalleşen dünyaya ayak uydurmasaydı, ülke olarak pandemiyle karşılaştığımızda hazırlıksız olduğumuz gerçeği ve buna bağlı olarak korkunç bir sonuçla yüzleşiyor olurduk. Dijitalin hâkim olduğu bu dönemi ve süreci yönetebilmek, bu ekosisteme doğru zamanda adapte olabilmenin önemini bir kez daha tüm dünyaya kanıtlamış oldu. Pandemi sürecini yönetmeye çalışırken dünyada birçok farklı noktada meydana gelen iklim krizleri de hepimizin bildiği ancak yeteri kadar farkında olmadığı gerçekleri bir kez daha hatırlattı. İklim değişiklikleri ile birlikte kısa, orta ve uzun vadede meydana gelmiş ve gelecek olan iklim krizlerinin insan sağlığına olan doğrudan etkileri MÜSİAD Vizyoner’21 de dijitalle birlikte fark ettiğimiz diğer konulardan biriydi. Pandeminin zor günlerinde, ekonomik olarak da birçok ailenin sıkıntı yaşadığı dönemde, değerlerimiz ve değer yargılarımız bu ailelerin; Avrupa’da, Amerika’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde olduğu gibi yalnızlaşmasını engellemiş ve kapsayıcı bir şekilde bu süreci atlatmasına vesile olmuştur. Binlerce yıllık geçmişe sahip değerlerimizi fark etmeliyiz; çünkü o değerlerimiz bizim hayatta kalmamızı sağlayan unsurlardır. Yeni gelişen yalnızlaşma refleksine ayak uydurmadan, değerlerimizle hep beraber hareket etmemiz gerektiğini fark etmeliyiz. Yaşamış olduğumuz bu süreçte bizleri ayakta tutan ve tutacak olanın bu değerler olduğunu görmüş olduk. Yeni değişen dünya konjonktürünün değerlerimiz üzerindeki baskısını önlemeliyiz. Yenilikleri ve dijitalleşmeyi kabul etmekle beraber değerlerimiz üzerinde oluşturulan kültür emperyalizmini engellemeliyiz; çünkü bizi binlerce yıl ayakta tutan ve tutacak olan bu değerler ve bu değer yargılarıdır. Yeni kültür oluşumundan değerlerimize, fıtratımıza, toplumumuza ve sosyolojik yapımıza uygun olanlar ile etkileşim hâlinde olmakla birlikte bu etkileşimin elimizdeki değerleri eskitmesine, sömürmesine ya da yok etmesine izin vermemeliyiz. Tecrübe ettiğimiz pandemi dönemi ile mevcut dünya ekonomik sistemi tamamen bir kenara atılırken; yaşlılar, yaşlı evlerinde ölüme terkedilirken, bizim toplumumuz tüm insanları ile; yaşlısı, hastası, yoksulu, varlıklısı… Hepsi el ele, kol kola, gönül gönle bu savaşı en iyi şekilde vermiştir. Bu aslında değerlerimizin bir başarı öyküsüdür. İşte biz bunu fark etmeliyiz. Bizler tüm bunları fark etmeliyiz ki bu değer yargıları yok olduğunda eksikliğini fark etmeyelim. Değer yargılarımızı, kültürümüzü koruduğumuz zaman aslında iklimimizi, tabiatımızı da korumuş olacağız. Teknolojinin gelişmesi ve insanın doğaya müdahaleci bir kabiliyet kazanmasıyla beraber bu değer yargılarımız daha değerli hâle gelmiştir. Daha fazla fark etmeli ve daha fazla dikkat etmeliyiz ki, doğanın gereken ritmini koruyabilelim. Değer yargılarımızı koruduğumuz gibi kültürümüze yeni değerler katacak vizyonlar da ortaya koymalıyız. Günümüze ve konjonktüre uygun değerleri üretmeli ve kültür oluşturacak unsurları bir araya getirmeliyiz. Yani değerlerimize değer katmamız gerekiyor. Bu da ancak ve ancak dönüşümle olabilir. MÜSİAD Vizyoner’21’de fark ettiğimiz temalardan olan dijital de aslında bir dönüşümdür. Örnek verecek olursak bir mürekkepten bir sinyal ya da bir koda giden yol tam anlamıyla bir dönüşümdür. Dönüşümü sağlayabilmek ve sürdürülebilir kılmak için girişimi başlatmak gerekir. Dönüşüm ancak girişimle hayat bulur. Girişimcilik başarıyı, başarısızlığı, cesareti ve basireti beraberinde taşır. Bizler başarısızlıktan tecrübe edinen, başarıdan da değerler üreten ve kabul eden bir toplumuz. Gençlere kaybetmeyi de öğretmeliyiz ki girişimi başlatabilsinler. Alparslan’ın 1071’de atına bir adım daha attırdığı yer Anadolu’da girişimin başlangıcıdır. O bir adımla bugün Anadolu Türklerin oldu. İşte girişim bu denli değerlidir. Girişim içerisinde elbet başarısızlıklar olabilir; ancak umutsuzluklar yoktur. Ama mücadele ve kazanma azmi her zaman girişimin ana temasıdır. Bu mücadele ruhuyla yola çıkılan her girişim doğru zaman olgunlaştığında dönüşümle beraber bu ülkeye katma değer sağlamaya devam edecektir. MÜSİAD Vizyoner’21’i yakından incelediğimizde işlenen ve fark edilen her konu aslında bütünün birer parçasıdır ve önemli bir amaca hizmet etmektedir. Geleceğe dönük sürdürülebilir bir mekanizmanın ortaya çıkabilmesi için tüm “Fark Et” vurgularının farkındalığının aynı ölçüde gelişmesi önem arz etmektedir. Bu noktadan da MÜSİAD Vizyoner’e baktığımızda, bugüne yön veren ve yarına yön verecek olan temaları saptayarak, bunlarla ilerlemekte olduğunu anlayabiliriz. MÜSİAD Vizyoner’21’in “Fark Et” mottosu tıpkı diğerleri gibi bugünki konjonktür ile beraber yarınki konjonktürü yönlendiren ve yarının gerçekleriyle hareket eden bir mottodur. Ekonomi olmazsa insanlık nasıl var olamayacaksa, ekonominin yapısını oluşturan sürdürülebilirlik, günün gerekliliklerine ayak uydurmak ve iklimsel gerçeklik gibi konularla alakalı yeterli bilinçlilik düzeyine ulaşılmazsa ve biz bunları fark edemezsek yarın var olmamız mümkün olmayacaktır. Bunları sürdürülebilir kılmak için ileride bu gerçeklikleri yaşayacak ve sürdürülebilir kılacak olan gençliği fark etmemiz, yakalamamız ve hitap etmemiz gerekmektedir. Daha da önemlisi onların fark etmesini sağlamamız gerekmektedir. Onların fark etme kabiliyetleri fıtratları gereği çok daha fazladır ve biz bu motto ile çıktığımızda bizi ilk fark eden de onlar olmuştur. Bunu da MÜSİAD Vizyoner’21’deki genç popülasyonun yoğunluğundan anlamış olduk. Biz FARK ET’i fark ettik, onlar da bizleri fark etti. Aslında sürdürülebilirlik demek, gelecek demektir; gelecek demek ise gençlik demektir. Gençliği bu noktada referans alan Genel Başkanımız Sayın Mahmut Asmalı ve Yönetim Kurulumuz, MÜSİAD yönetiminde yaş ortalamasını kırk beşlerden otuz beşlere indirmeyi hedeflemektedir. Bu da sürdürülebilirliğin ilk gerçek hamlesi olarak MÜSİAD’ın yeni dönemine ve bu doğrultuda alacağı aksiyonlara yansımış bulunmaktadır.